Deri ve Yumuşak Doku Tümörleri

Yumuşak Doku Tümörleri

Yumuşak Doku Tümörü, genellikle kol ve bacaklarda kendini gösterir. Çocukluk ve gençlik çağındaki tümör oluşumlarının yaklaşık %6,6’sını oluşturur. Hastalık ilk evrelerde genellikle hiçbir belirti göstermez ancak tedavide geç kalındığı takdirde, vücutta hızla yayılabilir.

Yumuşak Doku Tümörü Belirtileri

Yumuşak doku tümörü; yağ dokusu, kas, bağ dokusu, damarlar ve sinirlerde görülür. Vücudun tümünde yumuşak doku bulunduğundan, tümörler vücudun her yerinde oluşabilir. Tümörlerin % 60’ı bacaklar, kollar ve kalçada, % 20’si batın ve göğüste yaklaşık % 10’u da baş ve boyunda görülür. Tümörler yumuşak dokuda büyüdükçe, şişme ya da yumrulara sebep olur. Daha sonra, sinir ve adaleler üzerinde baskı uygularsa ağrı da yapabilir. Genetik geçiş, uzun süren lenf sistemin yetmezliği, vinil klorit ve arsenik vb. kimyasallarla karşılaşma ve travmalar, hastalığa sebep olan başlıca faktörler arasında sayılabilir.

Yumuşak doku tümörü vakalarının yarısı çocukluk çağında görülen atipik çizgili kas hücrelerinden kaynaklanan ve ender rastlanan kötü huylu tümörlerden oluşur. Farklı dokulardan kaynaklandıkları halde genellikle kötü huylu yumuşak doku tümörü belirtileri benzerdir.
Nadir görülen ve çoğunlukla geç evrede tanınan tümörler olduğu için tarama programları oldukça faydalı olmaktadır. Özellikle yüksek risk taşıyan genetik sendromları olan ya da radyasyona maruz kalmış kişiler yakından takip edilmelidir. Hastalarda derin yerleşmiş, ağrılı, az hareket eden ve beş cm den büyük bir kitle ile karşılaşıldığında yumuşak doku sarkomundan kuşkulanmak gerekir.

Deri Tümörleri

Cilt (Deri) kanseri tüm kanserler içinde en yaygın görülen kanserler arasındadır. Ülkemizde cilt kanserleri türlerinden biri olan Melanom, son 30 yılda %237 oranında artış göstermiştir. Melanom, cilt kanserleri arasında en az görüleni (%2’den azı) olmasına rağmen en tehlikeli cilt kanseri türüdür. Diğer organlara yayılım gösteren Melanom, tüm cilt kanseri ölümlerinin çoğunluğunu oluşturur. Melanom dışı cilt kanserleri grubunda yer alan bazal ve yassı kanserler arasında daha çok bazal hücreli kanserler sık görülür. ABD’de her yıl 1 milyon yeni vaka görülürken bu oran ülkemizde her 100 bin erkekte 1,9, her 100 bin kadında ise 1,3 görülme sıklığına sahiptir. Cilt kanserinde yaşam kaybı oranı ise her 100 hastada 1 olarak tahmin edilmektedir.

Melonom Cilt Kanseri(malign melanoma)

Melanom, deriye rengini veren melanosit adı verilen hücrelerde başlayan bir cilt kanseridir. Malign melanom veya kutanöz (cilt kaynaklı) melanom olarak adlandırılır. Melanom cilt kanseri hücrelerinin çoğu melanin üretmeye devam ettiği için tümör genellikle kahverengi veya siyah renktedir. Ancak, bazı melanomlar melanin üretmez.

Bu durumda kanser pembe, sarımsı kahverengi hatta beyaz olarak görülebilir. Melanom cilt kanseri, deride doğuştan var olan veya sonradan ortaya çıkan benler üzerinde kanser oluşabilir ve saçlı deri, ayak tabanı dahil vücudu kaplayan derinin herhangi bir yerinde görülebilir.

Melanom cilt kanseri, erkeklerde boyun ve sırt bölgelerinde; kadınlarda bacaklar, boyun ve yüzde sık görülmektedir. Ancak kanser avuç içi, ayak tabanı, tırnak içinde de gelişebilir. Tüm bunların yanında nadir de olsa göz, ağız, genital veya anal bölgede de oluşabilir. Erken evrede teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir kanser türü olan melanom hızlı yayılım gösterdiğinde tedavi şansını azaltan bir kanser türüne dönüşebilir.

Diğer Cilt Kanseri Türleri

Bazal hücreli ve skuamöz hücreli kanserler çoğunlukla baş, boyun ve kollar gibi güneşe fazla maruz kalan bölgelerde görülür. Ancak, bunun yanında vücudun başka bölgelerinde de rastlanmaktadır.

Bazal Hücreli Karsinom: En sık görülen cilt kanseridir. Çoğunlukla düz, sert, bulunduğu bölge soluk renkli veya ufak bir kazada bile kolay kanayabilen küçük, tümsekli, pembe veya kırmızı, şeffaf, parlak, inci büyüklüğünde şişlikler bulunan bir kanserdir. Ortası çökük ve alanı mavi, kahverengi veya siyah renktedir. Büyük bazal hücreli karsinomlar, kabuklu veya yayılan bir alana sahiptir.

Skuamöz Hücreli Karsinom: Sıklık olarak ikinci sırada görülen cilt kanseridir. Büyüyen bir yumru gibi gözükebilir. Çoğunlukla sert, pul pul veya kabuklu bir yüzeyi vardır. Bunun yanında yavaş gelişen düz, kırmızı lekeli bir görünüme de sahip olabilir. Bu cilt kanserlerinin her ikisi de, normal deriden çok az bir değişiklik göstererek düz bir alanda gelişebilir.

Aknitik keratoz aynı zamanda solar keratoz olarak da bilinir. Bazen deride kanser öncesi oluşan bir durum olabilir ve güneşe fazla maruz kalınması sonucu ortaya çıkar. Aknitik keratoz, genellikle pembe-kırmızı veya deri renginde küçük, sert veya pul pul noktalardır. Genellikle yüzde, kulaklarda ellerin üstünde ve kollarda başlar. Ancak, vücudun güneşe maruz kalan diğer bölgelerinde de görülebilir. Aknitik keratoz genellikle çok sayıdadır. Bazıları skuamöz hücreli kanserlerin içinde gelişebilir. Bazıları ise aynı kalır veya tek başına ilerler.

Cilt Kanserine Neden Olan Faktörler

  • Ultraviyole (UV) Işınına Maruz Kalmak:UV ışınları melanom cilt kanserinde ana risk faktörlerinden biridir. Deri hücrelerinin DNA’sına zarar verir ve cilt kanseri başlar. Güneş ışığı ultraviyole ışınlarının başlıca kaynağıdır. Solaryumunda UV ışınının diğer bir kaynağı olduğu söylenebilir. Bu kaynaklardan fazla derecede UV ışınına maruz kalan kişilerde melanom dahil birçok cilt kanseri görülme riski artar. Başlıca cilt kanseri risk faktörlerini şöyle sıralayabiliriz;
  • UVA Işınları:Hücre yaşlanmasına neden olur ve hücre DNA’sına zarar verebilir. Kırışıklık gibi deride uzun süreli zararlara neden olduğu ve bazı cilt kanserlerinin gelişiminde rol düşünülmektedir.
  • UVB Işınları:Güneş yanıklarına neden olan ve hücre DNA’sına direk zarar verebilen ana ışındır. Cilt kanserlerinin çoğuna neden olduğu düşünülmektedir.
  • UVC Işınları:Atmosferden geçemez. Dolayısıyla güneş ışığında bulunmaz. Bu sebeple de cilt kanserine sebep olmaz.
  • Solaryum:Araştırmalar, bronzlaşmak için sık sık solaryuma giden kişilerde melanom cilt kanseri riskinin daha fazla olduğunu göstermektedir. Solaryumlarda bronzlaştırma için kullanılan UV lambalarının “ultraviyole lambalar” olması gereklidir ve üzerlerinde “UV ışınlarına sürekli maruz kalmak, cildin erken yaşlanmasına ve cilt kanserine neden olabilir” ibaresi olan etiketler olmalıdır. Ayrıca, bu ışınlara devamlı maruz kalan kullanıcılar için “cilt kanseri için düzenli doktor kontrolü gereklidir” yazan bir etiket daha koyulmasının uyarıcı nitelikte olabileceği düşünülmektedir. Böylece, özellikle cilt kanseri riski olan, 18 yaş altı gençler/çocuklar ve ailesinde cilt kanseri olan kişiler için ultraviyole ürünlerinin (kara ışık lambası, cıva buharlı lamba, yüksek basınçlı ksenon ve ksenon civalı ark lambası, plazma fenerler ve ark kaynakları v.b.) kullanımına karşı eğilimi azaltma hedeflenmektedir.
  • Benler:Vücudumuzdaki benler, iyi huylu tümörlerdir ve sadece doğumda değil çocukluk ve gençlik dönemlerinde de oluşur. Benlerin çoğu asla probleme yol açmaz. Ancak, fazla sayıda beni olan kişilerde melanom gelişme riski daha fazladır.
  • Displastik Nevüs: Displastik nevi (nevi, nevusun çoğul halidir) ya da bir başka adıyla alışılmışın dışında nevi, çoğunlukla azda olsa normal benler gibi görünür ancak melanomun bazı özelliklerini taşır. Genellikle diğer benlerden daha büyüktür ve şekli veya rengi alışılmışın dışındadır ve çoğu kansere dönüşmez.
  • Konjenital (Doğumsal) Melanositik Nevüs:Doğumda varolan benlere konjenital melanositik nevi adı verilir. Doğumla birlikte var olan bu tür benlerde nevüsün büyüklüğüne bağlı olarak melanom gelişme riskinin %0-l 0 arası olduğu tahmin edilmektedir. Konjenital melanositik nevüsü büyük olan kişilerde melanom gelişme riski daha fazladır. Örneğin; konjenital nevi avuç içinden daha küçükse, melanom riski daha düşüktür. Bunun aksine, sırtta veya kalçalarda büyük boyutlarda olan konjenital nevilerde melanom riski önemli ölçüde artmaktadır.
Bize Ulaşın!
Yol Tarifi